Son yıllarda ülkemizde ve dünyada kolon kanseri vakalarında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Genellikle orta yaş ve üzeri bireylerde görülen bu hastalığın, gençler arasında da artış göstermesi endişe verici bir durum. Kolon kanseri, doğru beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı ve genetik faktörlerle doğrudan ilişkilidir. Özellikle son yıllarda bu hastalığın daha genç yaşlarda görülmeye başlaması, sağlık uzmanlarını harekete geçirmiştir. Peki, kolon kanserinin gençlerde artışı ne anlama geliyor? Kimler risk altında? Bu soruların yanıtlarını birlikte inceleyelim.
Kolon kanseri, bağırsakta oluşan kötü huylu hucrelerin çoğalmasıyla gerçekleşir. Gençler arasında bu tür bir kanserin artmasının birkaç kilit nedeni var. İlk olarak, genetik predispozisyon önemli bir rol oynamaktadır. Ailede kolon kanseri öyküsü bulunan bireylerin, bu hastalığa yakalanma riski daha yüksektir. Lynch sendromu ve familial adenomatous polyposis (FAP) gibi genetik hastalıklar, gençlerin kolon kanserine yakalanma olasılığını artırmaktadır.
Beslenme alışkanlıkları da bu bağlamda dikkatlice ele alınması gereken bir faktördür. Fast food tüketiminin yaygınlaşması, sebze ve meyve alımının azalması, aşırı şeker ve işlenmiş gıda tüketimi, bağırsak sağlığını olumsuz etkileyen unsurlar arasında yer alıyor. Yapılan araştırmalar, düşük lifli ve yüksek yağlı diyetlerin kolon kanseri riskini artıracağını göstermektedir. Bu durum özellikle gençler için endişe vericidir. Çünkü günümüzde gençler arasındaki sağlıksız beslenme alışkanlıkları hızla yayılmaktadır.
Genç bireyler arasında kolon kanserinin risk faktörleri dikkatle incelenmelidir. Öncelikle, 20 yaş ve üzeri hormon tedavisi gören kadınlar, colon kanseri açısından risk altında olabilir. Ayrıca, aşırı alkol tüketimi ve sigara kullanımı da risk faktörleri arasında yer almaktadır. Bu alışkanlıkların genç yaşta edinilmesi, kanser gelişimini tetikleyebilir. Fiziksel aktivite eksikliği, obezite ve stresli yaşam koşulları da kolon kanseri riskini artırmaktadır.
Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre, 2000’lerden bu yana 30 yaş altında kolon kanseri teşhisi konulan hasta sayısında belirgin bir artış gözlemlenmiştir. Bu durum, gençler arasında kolon kanserinin her geçen gün daha fazla tehdit oluşturduğunu gösteriyor. Uzmanlar, bu sebeplerin yanı sıra aşırı kilolu olmak ve fiziksel aktiviteden yoksun olmanın da risk faktörlerini tetiklediğini dile getiriyor. Bu da, gençlerin hem fiziksel hem de zihinsel sağlık durumlarını doğrudan etkiliyor.
Bunların yanı sıra, sağlıksız yaşam alışkanlıklarının yanında gençlerin yaşadığı psikolojik sorunlar da göz ardı edilmemelidir. Anksiyete, depresyon gibi ruhsal bozukluklar, bireylerin yaşam kalitesini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda fiziksel sağlıklarını da tehdit eder. Yapılan araştırmalar, bu tür sorunların kolon kanseri ile ilişkili olabileceğini ortaya koymaktadır. Stres ve kaygının, bağışıklık sistemini zayıflatarak hastalığa yol açabileceği düşünülmektedir.
Gençlerin bu tür riskler konusunda bilinçlendirilmesi önemlidir. Sağlıklı yaşam tarzı seçimleri yapmaları, düzenli kontrolleri ihmal etmemeleri ve semptomları fark ettiklerinde uzman bir doktora başvurmaları hayati önem taşımaktadır. Kolon kanserinin erken dönem belirtileri arasında karın ağrısı, anemi, rahatsız edici gaz problemleri ve tuvalet alışkanlıklarında değişim yer alır. Bu belirtiler görüldüğünde hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmektedir.
Sonuç olarak, kolon kanseri artık yalnızca yaşlı bireylerin hastalığı değil, gençlerin de tehdit altında olduğu bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Genetik, çevresel ve yaşam tarzı faktörlerinin etkileri göz önünde bulundurularak, gençlerin bilinçlendirilmesi ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmeleri sağlanmalıdır. Erken teşhis ve önleme yöntemleri ile kolon kanseri ile mücadelede önemli mesafeler kat edilebilir. Bu nedenle, her yaş grubunun sağlık bilinciyle hareket etmesi büyük bir önem taşır.