Son yıllarda Türkiye’nin önemli ekonomik kaynaklarından biri olan ve Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden hamsi, bu sezon denizlerde kayboldu. Karadeniz’in derinliklerinde hamsi avı yapılması beklenirken, balıkçı tekneleri erken paydos edip rıhtıma çekilmek zorunda kaldı. Geçtiğimiz yıllarda bol miktarda yakalanan hamsi, 2023 yılında yaşanan iklimsel ve ekolojik değişimler nedeniyle balıkçılara büyük hayal kırıklığı yaşattı. Bu durum, hem balıkçılık sektörü hem de hamsi tüketen halk açısından pek çok sorunu beraberinde getirdi.
Genel olarak hamsi avı sezonu, her yıl Kasım ayında başlayarak Nisan ayına kadar sürmektedir. Ancak bu yıl, beklenenden çok daha önce, özellikle Ocak ayının başına gelindiğinde hamsi bulma oranları büyük ölçüde düştü. Hamsinin yokluğunun sebepleri arasında deniz suyunun sıcaklığındaki artış, ekosistemdeki değişimler ve aşırı avlanmanın etkili olduğu düşünülüyor. Bu durum, balıkçıların tekne motorlarını kapatmasına ve henüz sezonun ortasında evlerine dönmelerine sebep oldu.
Karadeniz Bölgesi’nin hamsi için biçilmiş kaftan olduğunu belirten uzmanlar, mevsim normlarına göre bu yıl gerçekten de bir hamsi kıtlığı yaşandığını vurguluyor. Geçtiğimiz yıl bu dönemde yüzyıllık geleneksel av yöntemleriyle kolayca hamsi yakalayan balıkçılar, bu yıl benzer bir başarıyı sağlamakta zorlanıyor. Bazı balıkçılar, altın yıllarında kazanan hamsi terimleri arasında 10 ton gibi rekor miktarda avladıklarını hatırlatarak bu yıl minik torbalarla eve döndüklerini dile getirdi.
Hamsi kıtlığı nedeniyle balıkçılık sektörü yeniden yapılanma sürecine girmeye başladı. Teknelerin rıhtıma çekilmesi ile birlikte balıkçılar alternatif balık türlerine yönelmek zorunda kaldı. Özellikle palamut ve sardalya gibi diğer türler için av yapmak isteyen balıkçılar, bu alanda eğitim programları düzenlemeye başladı. Ayrıca, yeni avlanma yöntemleri ve ekipmanları hakkında araştırmalar yaparak daha verimli hale gelme hedefindeler. Bu süreçte balıkçılar, kooperatifler aracılığıyla daha organize bir şekilde çalışarak sorunlarını aşmayı planlıyorlar.
Öte yandan, balıkçılar arasında oluşan bu dönüşüm ve değişim rüzgarı, yerel ekonomilerde de önemli etkilere yol açacak gibi görünüyor. Hamsi avının azalması, yerel marketlerde ve restoranlarda hamsi fiyatlarının artmasına neden olabileceği endişesi taşıyor. Özellikle düşük gelirli ailelerin mutfaklarını etkileyebilecek bu durum, hamsinin sıradan bir balık olmasının ötesinde, Türkiye’nin kültür ve mutfak geleneğindeki yerini de sorgulatıyor.
Sonuç olarak, denizlerde hamsi avı sona erdiğinde, balıkçıların rıhtımda beklemeleri ve yeni stratejiler geliştirmeleri kaçınılmaz hale geldi. Umut verici iyileşmeler yaşanmazsa, hamsi avında sürdürülebilir bir dengelemenin sağlanması için hükümetin ve yerel yönetimlerin atacağı adımlar belirleyici olacak. Balıkçılık sektöründe yaşanan bu tür kıtlıklar, sadece ekonomik yönüyle değil; denizlerin ekosistem dengesi açısından da dikkatle ele alınması gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Balık mürekkep balığı, palamut ve diğer balık türleriyle geçiş dönemini atlatmaya çalışacak olan balıkçılar, denizlerin sunduğu bu doğal kaynakların nasıl korunacağı konusunda da daha fazla bilinçlenmeli.