Antikaya olan düşkünlüğü ve koleksiyonculuğa duyduğu sevgiyi, muhtarlık ofisine taşıyan bir muhtar, sıradışı bir karara imza attı. Özellikle sosyal medyanın hızlı dünyasında, ofisinde telefon kullanımını yasaklayarak dikkat çekti. Bu ilginç durum, hem mahalle sakinlerinin hem de sosyal medyanın gündeminde uzun süre konuşulacak gibi gözüküyor. Antik dükkânları gezerek topladığı nadide parçaları sergilediği muhtarlık ofisi, aynı zamanda iletişim derdine çözüm bulacak bir ortam sağlıyor.

Muhtarın Antika Sevgisi ve Yeni Uygulama

Halkla ilişkileri ve mahalle yönetimini elden bırakmayan muhtar, antikalar ile dolu ofisinde teletablolar, eski daktilolar ve tarihi eşyalar sergileyerek, geçmişe olan özlemi canlandırmayı hedefliyor. Bu olayın arka planında, çağın hızlı ilerleyişine ve dikkat dağınıklığına karşı bir duruş olduğu anlaşılıyor. Muhtar, telefonların insanları sosyal ortamlardan kopardığını, yüz yüze iletişimin önemini vurgulamak amacıyla bu kararı aldığını belirtti. ‘İnsanların birbirleriyle iletişimde samimi olmalarını istiyorum. Gerçek arkadaşlık, göz göze iletişimde başlar’ dedikten sonra ofisinde telefon yasağını getirdi.

Mahalle Sakinlerinin Tepkileri ve Destekleri

İlk başta bazı mahalle sakinleri bu durumu garipsemiş olsa da, zamanla ofise gelenler arasında bu uygulamanın faydasını görenlerin sayısı arttı. Yüzlerce kişi, telefonlarından uzaklaşarak antikaların büyülü atmosferinde zaman geçirirken, sosyal medyanın etkisinin azalmasını sevindirici buldu. Birçok kişi, muhtarın bu sıradışı adımını destekleyerek, hatta ondan öğrenirken sosyal medyaya bağımlılığın azaltılmasını sağlayabilecek benzer uygulamaların diğer ofislerde de hayata geçirilmesini talep etti. ‘Bu kütüphane gibi bir yer, burada herkes eski günlerden bahsedebilir ve kaybolmuş değerlere sahip çıkabilir’ diyerek, bu projenin önemini vurguladılar.

Kısacası, muhtarın antikaya olan tutkusunu herkesle paylaşma amacı, hem toplumu bir araya getirdi hem de geçmişin değerlerini hatırlattı. Bu uygulama, sadece bir telefon yasağından ibaret değil, aynı zamanda insanların geçmişe dönük bir yolculuğa çıkarak hayatın gerçek güzelliklerine yönelmelerinin bir yolu olarak karşımıza çıkıyor. Toplumun alışkanlıklarını yeniden değerlendirmelerine vesile olan bu durum, gelecekte daha fazla benzer projeye ilham verecek gibi görünüyor.