İsrail basınında yayımlanan son haberler, Washington'un Suriye'deki askeri varlığını azaltma ya da tamamen çekilme kararını gündeme getirdi. Bu gelişme, hem bölgesel hem de uluslararası alanda büyük yankı uyandırırken, Türkiye’nin stratejik çıkarlarını da doğrudan etkileyen bir durum haline geliyor. Suriye'deki gelişmeler, Türkiye’nin sınır güvenliği ve bölgede yürüttüğü askeri operasyonlar açısından kritik öneme sahipken, ABD'nin olası bir geri çekilmesi hem fırsatlar hem de zorluklar getirebilir.
Yıllardır süregelen çatışmaların ortasında bulunan Suriye, birçok ülkenin dış politikalarını şekillendirdi. Özellikle 2011 yılında başlayan iç savaşla birlikte ABD'nin bölgedeki askeri varlığı, IŞİD ile mücadele ve diğer yerel aktörlerin etkisini dengelemek amacıyla önemli bir stratejik araç oldu. Ancak son günlerde gelen haberler, ABD'nin Suriye'deki askeri varlığını gözden geçirdiğine ve çekilme sinyalleri verdiğine işaret ediyor. İsrail medyası, özellikle Biden yönetimiyle birlikte bazı stratejik değişikliklerin yaşandığını ileri sürüyor. ABD’nin Suriye’deki varlığı, Türkiye için hem rakip hem de müttefik konumundaki aktörlerle ilişkilerde büyük bir etken, dolayısıyla bu olasılık Türkiye’nin güvenlik politikalarında yeni bir dönemin habercisi olabilir.
Eğer ABD gerçekten Suriye’den çekilmeye karar verirse, Türkiye’nin bu durumu nasıl değerlendireceği önem kazanıyor. Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde PKK/YPG gibi unsurların varlığını tehdit olarak görmekte ve bu mesele üzerinden askeri operasyonlar yürütmektedir. ABD’nin çekilmesi, Türkiye’nin bu alandaki operasyonlarını daha rahat gerçekleştirmesi için bir fırsat sunabilir. Ancak aynı zamanda, bölgedeki güç dengeleri yeniden şekillenirken, Rusya ve İran gibi diğer ülkelerin etkisi artabilir. Türkiye’nin, Suriyeli muhalif gruplar ve yerel unsurlarla olan ilişkilerini güçlendirerek bu sürece hazırlıklı olması gerektiği değerlendiriliyor.
Sonuç olarak, ABD’nin Suriye’den çekilme ihtimali, bölgedeki stratejik hesapları değiştirebilir. Türkiye’nin bu durumu nasıl değerlendireceği ve yeni politika önerileriyle hangi adımları atacağı, hem ulusal güvenlik hem de uluslararası ilişkiler açısından kritik bir konu olarak ön plana çıkıyor. Gelişmeleri ve olası senaryoları yakından takip etmekte fayda var.