15 Temmuz 2016 gecesi, Türkiye’nin en karanlık dönemlerinden birine tanıklık eden aziz milletimiz, o gece yaşanan hain darbe girişiminde pek çok yiğit evladını şehit verdi. Bu evlatlardan biri de eşini bekleyen nişanlısı ve sevdiklerinin hayallerini yarıda bırakan Yunus Uğur oldu.** Düğün hazırlıkları yaparken, vatanı için canı pahasına mücadele eden Yunus Uğur’un hikayesi, yalnızca bir şehidin değil, aynı zamanda bir insanın yaşamının ne denli kıymetli olduğunu bizlere hatırlatıyor. Bu yazımızda, Yunus Uğur'un hayatına, onun düğün hayallerine ve 15 Temmuz gecesi yaşanan olayların ardında bıraktığı derin izlere yakından bakacağız.
Yunus Uğur, genç yaşında hayat dolu, sevgiyle dolup taşan bir adamdı. Ailesine, arkadaşlarına ve tanıdıklarına destek olan, samimiyetiyle tanınan bir kişilikti. Çocukluk hayali olan evliliğe adım atmak için düzenlemiş olduğu düğün hazırlıkları, onun gelecekteki mutluluğunun sembolüydü. Nişanlısıyla hayallerini süsleyen o özel gün, hızla yaklaşırken, herkes gibi o da büyük bir heyecan içindeydi. Ancak, 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimi, onun hayallerini suya düşürdü.
O gece, İstanbul’un silkelenmesine sebep olan olaylar yaşanırken, Yunus'un ruhunda vatan sevgisi bir başka yoğun hissediliyordu. Ailesinin ve arkadaşlarının o an neler hissettiğini düşünmek bile yürek burkuyor. Darbe girişimine karşı koymak üzere yollarla ayrılan Yunus, görevini ahlakıyla yerine getirirken, bu belirsizliğin ortasında fırtına gibi esiyordu. Vatanseverliği, cesareti ve aşkı için mücadele eden Yunus Uğur, bu uğurda canını verirken; sevdiklerini geride bırakmak zorunda kaldı.
Birçok insanın hayatında sarsıcı değişimlere yol açan bu gece, Yunus'un hayatı boyunca hatırlayacağı ve asla unutturamayacağı bir tarih oldu. O, yaşama sevinciyle dolup taşarken, ulusun bekası için kendi canını feda etmeye hazır bir gençti. Düğün gününü sabırsızlıkla bekleyen bir alışveriş listesinin içerisinde yer alan gelinlikler, davetiyeler, pasta siparişleri... Tüm bunlar, o an için sadece birer hayaldi; bir hayal ki, yarıda kaldı. Sevdikleri onu hatırladıkça, onun düğün hikayesinin yarım kalan sayfaları tüm gerçekliğiyle akıllarda canlanmaktadır.
15 Temmuz’un getirdiği travmanın ve kaybın ardından, Türkiye’nde çok sayıda şehit aileleri ve gaziler yaşama tutunmaya çalıştı. Her birinin yaşam hikayesi, ayrı bir mücadele, ayrı bir fedakârlık alameti. Yunus Uğur’un nişanlısı, onu hala sevgiyle anmakta, hayatı boyunca onun anısını yaşatmayı kendine gelene kadar bir söz olarak kabul etmekte. Kendisi için özel bir gün olması gereken o düğün, bu acıyla dolu hatıralarla iki taraf için de derin yaralar açmış durumda. Efsane bir düğün hayali, trajik bir sona dönüşmüştür.
Bu noktada, 15 Temmuz, sadece bir darbe girişimi olmaktan daha fazlası olarak halkın direnişi, vatanseverliğin ve bir olmanın simgesi haline geldi. Yunus Uğur, tek bir genç adam olarak yaptığı eylemle sadece kendisinin değil, tüm bir milletin cesaretinin ve bağımsızlık tutkusunun temsilcisi oldu. O gece yaşanan bazı olaylar ve ardından gelen şehitlerin anıları ile birlikte, Türkiye’nin her köşesinde bir anma sunumu gerçekleştirilmektedir. Şehitler, sadece düşmanla savaşmamış; aynı zamanda milletin kalbinde ölümsüzleşmiştir.
15 Temmuz’un yaşananları, çok derin bir birlik ve beraberlik duygusu getirdi. Her biri, vatan sevgisini yeniden pekiştirdi, dostlukları daha da güçlendirdi. Yunus Uğur örneğinde olduğu gibi, bu gecede fedakârlık gösterenler, gelecekte bizlere yalnızca şehit başlıkları değil, birer kahramanlık hikayelerinin teması olacak ve insanlık hatırasına kazınacaktır. 15 Temmuz’u unutmamak ve unutturmamak için, bu kahramanların anısını yaşatmanın hiç şüphesiz bedeli, yaşanacak hayatlar ve sürdürülecek sevgiler olacaktır.
Yunus Uğur’un unutulmaz düğün hayali, belki de sadece hayal olarak kalacak, ancak ardında bıraktığı cesaret, aşk ve vatan sevgisi her zaman bizlerle olacaktır. 15 Temmuz'da yaşananları asla unutmamak, geleceğe daha umutla bakmamızı sağlayacaktır. Yunus’un ve onun gibi nice kahramanın anısını yaşatmak dileğiyle…